Tevfik Uyar’ın Bilimle İmtihanı

Aşağıda okuyacağınız, Tevfik Uyar’ın Bilimle İmtihanı başlıklı makale, Ekim 2015 yılında tarafımdan, eski web sitelerimden birinde paylaşılmış, o günlerde en çok okunan makale olmuştu. Hatta google.com üzerinde Tevfik Uyar diye arattığınızda en başta bu yazı çıkıyordu ve Tevfik Uyar’ın buna da hayli kızmış olabileceğini düşünüyorum. Çünkü kendisi bu yazıya bir kaç cevap yazdı ve aşağıda o cevapları da göreceksiniz, yazıyı cevap geldikçe güncellemiştim de.

Ama can alıcı noktalardan biri ise okur yorumlarında, Tevfik Uyar’ın içinde yer almaya çaabaladığı camiada da bu yazı (daha doğrusu çeşitli astroloji karşıtı çevirileri derlediği kitabına yaptığım inceleme ve hataları ifşa etme) sayesinde hatalarının görülüp eleştirilmesiydi. Daha evvel okumadıysanız evet aynen böyle olmuştu. Kendi camiasından da hataları nedeniyle eleştiriler almıştı Tevfik Uyar. Ne yazık ki o yorumlara şu anda eski web sitesinde kaldığı için ulaşılamıyor. Ancak screenshotlar almıştım neyseki ve bu yazının altına da, hepsine ulaşamasam da o yorumlardan bazılarını yapıştıracağım 🙂

Eskilerde kalmış bu yazıyı neden tekrar yayınlıyorum? Hatta neden şu anda İngilizce’ye de çeviriyorum? 🙂 Bugünlerde Tevfik Uyar yine atraksiyonlardaymış. Zira Mars İkizler burcunda ve retro durumda, Jüpiter (astroloji) ve Neptün’e de kare 🙂 Bu nedenle üşenmeyip tekrar buraya da ekliyorum 🙂 iyi okumalar dilerim 😉

 

Not: Twitter’da, o güruhtan bana edilmiş hakaretler vardı. Dava edeceğimi söyledim. “Ne güzel. Astrolojinin safsata olduğunu kanıtlarız dediler, zaten yasal değil.” 2015’te, dava açtım hakaret eden 5 kişiye. Şu anda izlerine rastlanmıyor. Savcı kendilerine ulaşamadıklarını söylüyor. Buradan sesleniyorum. Hani astrolojinin yasal olmadığını ve safsata olduğunu kanıtlayacaktınız? Bana o yıllarda “lütfen dava aç” demiştiniz. Neden kaçıyorsunuz yıllardır savcıdan? İstediğiniz gibi açtım?

 

 

Tevfik Uyar’ın Bilimle İmtihanı

Normalde çok okunsun amacıyla yaratılan manşetleri pek sevmem ama Tevfik Uyar seviyor, o yüzden ben de gazetecilikte ve yayıncılıkta oldukça sık kullanılan bu yöntemle uygun bir manşet koymak istedim. Malum kitabının adı bilimsel olmadığı halde bilimselmiş gibi sunulan “Astrolojinin Bilimle İmtihanı”

 

 

Önceden Tahmin Edilen Astroloji Karşıtı

2015 yılında astroloji karşıtı olarak parlayan yeni bir yıldız adayı var ve Temmuz ayından beri hemen her yerde, ve hatta ne yazık ki takip ettiğim bilim sitelerinde ve dergilerde bile adını görmeye başladım.

 

2014 yılında yayınladığım 2015 Gökyüzü Takvimi’nde 2015 için şunu yazmıştım (Sayfa 522):

“Astrologlar için de çarpıcı bir dönemdir. Astrologlar hem bilgisel, hem deneyimsel, hem de tahminsel açıdan çok daha iyi bir döneme girmelerine rağmen,  gariptir ki ağır tenkitlerle de karşılaşacaklardır.”

 

Önce, Türk Astronomi Derneği’nin yanlış bir haberle başlattığı baskı, son aylarda da Tevfik Uyar adlı bir uçak mühendisinin bir anda astroloji karşıtı çevirileri derleyip kitap haline getirerek parlaması.

 

Türk Astronomi Derneği’nin yanlış bir haberi yayacağını tam 3 gün öncesinden astrolojik tekniklerle tahmin etmiştim (Bkz: https://www.facebook.com/AstrolojiTurkiye/photos/pb.175395072481136.-2207520000.1443912504./986253568061945/?type=3&theater )

 

Temmuz ayında da en büyük astroloji karşıtı saldırının olacağını öngörmüştüm ki; o sırada da Tevfik Uyar’ın şu anda meşhur olan kitabını duyduk. (Bkz aynı link)

 

Her ne kadar kendisi “ben uzun zamandır varım, siz beni tanımıyorsunuz.” diyorsa da (bu cümle de elbette bir ad hominem vakası çünkü bilimsel yayınları çok fazla takip edenlerden biriyim, hatta eski fahri Tübitak muhabiriyim ve hakemli bilimsel dergilerde makalelerim yayınlanmıştır.) kendisi istatistikten anladığını iddia ediyor, bir bakmasını tavsiye ederim: Çıktığı medya-basılı yayın rakamları açısından.

 

Bu argümana yanıt geldi:

 

 

Tevfik Uyar burada yine bir safsataya düşmüş (veya okuduğunu anlamamış, yalnız cümle güzel kurulmuş hakkını yememek gerekiyor, etkileyici cümle kurma biliyor adam). Zira kendisi önemli olduğu için tahmin edildiğini sanıyor. Hayır aynı Türk Astronomi Derneği örneğinde olduğu gibi, önemli değil, ASTROLOJİYLE ALAKALI olduğunuz için tahmin edildiniz, bizim böyle bir hobimiz var. Kendisini dürüst bir biliminsanı olarak tanımlayan birisinde bu sahte mütevazilik cümlesi sırıtıyor.

 

Yıldızlar, daha doğru bir ifadeyle astroloji “baktığınızı” görebileceğiniz, üzerinde tahminler yapabileceğiniz yerdir. Bugün Etiyopya’daki gelişmelere veya evdeki kedime de bakıyor olabilirdim, bu onların Türkiye için veya yıldızlar nezdinde önemli olduklarını göstermiyor. O günlerde de gelecekteki astroloji karşıtlığı ne zaman diye bir göz atmıştım, baktığınız yeri biliyorsanız önemsiz olay ve kişileri tahmin edebilirsiniz.

 

 

Tevfik Uyar’ın Bilim Otoritesi Gibi Lanse Edilmesi

Üstelik Tevfik Uyar uçak mühendisi olmasına ve konuyla ilgili veya konunun çevresindeki bilgilere hakim olmamasına rağmen, tanıtımı “bilim insanı” olarak yapılmaktadır. Tarama yaptırdığımız zaman da çeviriler ve bilim kurgu öyküleri, havacılık haberleri ve çeviri bilimsel kaynaklar haricinde kendisinin ortaya koymuş olduğu bir “makalesine” rastlayamadım (makale ve yazı ayrı şeylerdir malum).

 

(Düzeltme: Makalesi varmış. Ben hala bulamadım ama büyük ihtimalle benim beceriksizliğimden, Twitter üzerinden yalan söyleyecek hali olmadığını düşünüyorum. Ha bu onu hala astrolojinin bilimselliğini tartışacak bir otorite haline getirmiyor, o ayrı, aşağıda açıklıyorum).

 

Bilim insanı olmanın ölçütü popüler bilim veya bilim kurgu yazıları yazmak veya her hangi bir üniversiteden mezun olmak değildir. Eğer böyleyse çok şanslıyız demektir, Türkiye’de bir çok bilim insanımız var. Türkiye Bilimler Akademisi’nin kurucusu Celal Şengör bakın ne itiraf ediyor: “Türkiye de bir tane üniversite bile yoktur ki, lise seviyesinde bile değildir.” 2010 yılında Oslo’da Türkiye’deki bilimin hali için yapılmış konuşmanın da dinlenmesini ek olarak öneriyorum. Türkiye’de özellikle gök bilimi konusunda sadece çevirilerle ve NASA’nın kendisine sunduklarıyla idare eden, astrologları kendilerine rakipmiş gibi algılayan astronomlardan ise bahsetmek bile yersiz.

 

Özetle Tevfik Uyar : Astrolojinin bilim olup olmadığına karar verebilecek otoritelerden birisi değildir. Kendisinin otorite olmadığını, hatta kendisini bilim insanı sayamayacağını ben değil 2010’daki Oslo konuşması ve Türkiye Bilimler Akademisi’nin kurucusu söylüyor. Ben de kitabını okuduktan sonra eski bir Tübitak muhabiri olarak pek bilimsel bulmadığımı söylemeliyim, nedenlerine aşağıda değineceğim. Tevfik Uyar ancak bilimi seven ve popüler bilim yazıları yazan bir üniversite mezunu olarak kabul edilebilir.

 

Bilim otoritelerine gelirsek: Bugün bilim otoritelerinin bir çoğu astrolojiyi bilim olarak kabul etmemekle birlikte bir çok otorite de astrolojiyi bilim olarak kabul etmektedir (Astrofizikçi Percy Seymour, psikoloji ve kozmoloji profesörü Richard Tarnas veya Sorbonne Üniversitesi’nden istatistikçi ve araştırmacı Michel Gauquelin astrolojiyi bilim olarak kabul eden isimlerden bir kaçıdır. Şüpheciler topluluğu olan CSICOP ve üyeleri hemen hemen sonuçları negatif çıkan tüm astroloji karşıtı testlerde ise yer almakta ve bu alanda hayli fazla etkinlik sürdürmektedir). Bu konudaki tartışmalar uzun bir süredir sürmektedir. Ne var ki Tevfik Uyar bu yetkinliğe sahip değildir ve bu tartışmada yeri olabilecek bir pozisyonu ve yetkinliği bulunmamaktadır. Bilimsel kimliğini yukarıdaki isimlerle karşılaştırmaya ve yetkinliğini sorgulamaya hakkımızın olduğuna inanıyorum.

 

 

Kitabının 132. sayfasında gayet iddialı bir biçimde Tevfik Uyar şöyle yazıyor: “Kuşkucu ve dürüst bir biliminsanı olarak bu ihtimalleri (bir deney için) küçük de olsa yadsımıyorum.”

 

136. sayfada iddia sahipleri iddialarını ispatlamakla yükümlüdürler diyor Tevfik Uyar. Bu söze kesinlikle katılıyor ve bir üst cümlede geçen iddiayı kanıtlayıp kanıtlamadığına kendi yazdığı kitabından anlamaya çalışıyoruz.

 

 

Kuşkuculuk ve Artık Bilimdışı Olan Fanatizm Arasındaki Fark

İnsanlar kuşkucu olabilirler, astrolojiye inanmayabilirler, tanrının varlığına, tıbba, hatta Ay’a gidildiğine bile inanmayabilirler, bugün teknolojik yaşamdan uzak kalmayı seçen, NASA’nın fotoğraflarına bile kuşkuyla yaklaşan, uzak duran toplumlar/insanlar vardır. Bunlar en temel insani haktır, bir şeye inanmak veya inanmamak, olgusal olan bilim hariç. Bugün gerçek bir bilim insanı olan Richard Feynmann bir aşama daha üstte yer alarak diyor ki: “Hiç bir bilgide ve bilimde kesinlik yoktur.” ve Türkiye Bilimler Akademisi’nin kurucusu Celal Şengör de de durum aynı. (Bilimle yüzeysel ilgilenen akademisyenlerde kraldan çok kralcılık yapma havası almamak imkansız öyle değil mi?)

 

Ne var ki “kuşkuculuk” denen olgu karşıt olduğunuz şeyi hiç bir şekilde anlamadan ona karşıtlık yapmak, araştırmamak, okumamak, cevapları es geçerek görmezlikten gelmek, işine gelen bilgiyi alıp diğerlerini almadan taraflı davranmak değildir.

 

Bugün aspirinin ateş düşürdüğüne inanmıyor olabilirim ama oturup nobel hastalığına sahip biri gibi oturup aspirin karşıtı bir yazı yazacaksam, bu konudaki kaynakları okumaya çalışırım. (Nobel Hastalığı: Bilimle ilgilenen kişilerin bilmediği bir konuda ahkam kesmesine deniyor. Ve çoğunlukla sonu elbette yanılgıyla bitiyor. En çok nobel ödüllü biliminsanlarında görüldüğü için hastalığa bu ad verilmiş, ilgilenenler için: http://rationalwiki.org/wiki/Nobel_disease Bu arada yanlış anlaşılmasın Tevfik Uyar’a nobel hastası demiyorum çünkü malum o bir nobel ödüllü ve hatta bilim insanı değil)

 

 

Araştırmak ve Bilimsel Bilgide Seçici Davranmak

Fakat Tevfik Uyar’ın kitabına ve söylemlerine bakıldığında verilmiş her cevabı görmezlikten geldiği görülüyor. Kitabında astroloji karşıtı olarak sunduğu argümanlar, biz astrologlar için hiç de yeni değiller. Ve bu argümanlara defalarca cevaplar verildi. Henüz en basitinden takımyıldız-burç ayrımını bile yapamayacak düzeyde bir bilgisizlikten bahsediyoruz. Ve bu cevabı isteyen herkes kısa bir google taramasıyla bulabilir.

 

Böylesine bir bilgisizlik sürekli “Dünya yuvarlak mı yoksa düz mü?” diye soran bir çocuğu anımsatıyor. “yuvarlak” diyorsunuz ama o 2000 yıldır sormaya devam ediyor:

“takımyıldızlar burçlar mı?”

“hayır takımyıldızlar takımyıldızdır, burçlar değildir.”

“takımyıldızlar burçlar mı?”

“Burçlar burçlardır, takımyıldızlarla ilgisi yoktur.”

“takımyıldızlar burçlar mı?”

“Takımyıldızlar burçlar olsaydı takımyıldız derdik burç demezdik değil mi?”

“takımyıldızlar burçlar mı?”

 

3 Ocak 2016 editi: Hala aynı şeyi söylemekte, cevaplarla ilgilenmiyor.

18 Kasım 2022 editi: hala aynı şeyi soruyor mu?

 

Kitabın Adı “Burçların Bilimle İmtihanı” Olmalıydı

Kitabın adı burçların bilimle imtihanı olmalıydı çünkü kitabın kendisi baştan sona bir “burç” reddi, astrolojiye dair şeyler o kadar yok ki. Kitap tüm bir yapıyı burç falları üstüne kurmuş. Deneyler, alıntılar vb. Her şey burçlara karşı. Bu noktada Tevfik Uyar’ı kendime benzettiğimi itiraf etmeliyim. Ama niye kitabın adı “Astrolojinin Bilimle İmtihanı” derseniz; kafalarda burçlar=astroloji olduğu için elbette, bir başka bilgi eksikliği daha.

 

Yalnız dürüst olduğum için (aynı Tevfik Uyar’ın kendisine söylediği gibi) astrolojiyle ilgili nadir olarak ele alınmış şu noktayı açmalıyım: Kitabının 124. sayfasında Jüpiter-Satürn kavuşumu için söylenen sözlere (Dünya’yı değiştirmek) karşı çıkıyor ve diyor ki “Dünya’yı değiştirecek kudrette insanların sayıları bu kadar az değil ve her yıl böyle insanlar Dünya’ya gelmeye devam ediyorlar”

 

1986 yılında meydana gelen Çernobil Faciası’ndan sonra bir çok kanser vakasında artış görüldü dersek eğer, Tevfik Uyar mantığıyla hemen şu cümleyle itiraz etmemiz gerekiyor: “Fakat kanser vakası sayısı bu kadar az değil ve her yıl kansere yakalanan insanlar oluyor.”

 

Yani Tevfik Uyar bu noktada bir safsataya (Fallacy of the Straw-Man) düşmüş. Aynı safsataya Satürn-Pluto döngüsü için yaptığım yorum nedeniyle benimle ropörtaj yapan Arsel Acar da düşmüştü. Gene de Arsel Acar’ın Tevfik Uyar’dan daha iyi bir araştırmacı olduğunu görüyorum, cevaplar istedi, hem de tam yerinden, işine geleni almamazlık yapmamıştı ve nadir bir kişilik özelliği olarak gördüğüm için beni şaşırtmıştı. Nadir diyorum çünkü bir bilginin onaylayıcıları veya karşıtları genellikle ne yazık ki fanatik olurlar.

 

Not: Arsel Acar gibi fanatik ve medyatik olmayan kuşkucuları seviyorum ve gerekliliklerine yürekten inanıyorum. Bir toplumda herkes aynı şeyi bir ağızdan söylememeli. Ve kuşkuculuk toplumda bir fren vazifesi görür. Örneğin ortalıkta kuşkucular varken o bilginin uygulayıcıları daha özenli ve daha dikkatli olurlar. Hiç bir kuşkucunun olmadığı yerde her şey tehlikelidir. Sonu çok tehlikeli yerlere varır.

 

 

İşe Gelen Bilgiyi Almak, Gelmeyeni Görmezden Gelmek

Tevfik Uyar’ın bazı astrologların çıkmayan tahminlerinin yayınını yaparken, çıkan tahminlerin yayınını yapmadığı, yani taraflı davrandığı, sadece işine gelenleri aldığı kitabında açıkça görülüyor. Hatta bizim tüm tahminlerimizi kanıtlarıyla ortaya koyduğumuz astrolojiakademisi.com sitesini de her nedense es geçtiği görülüyor, halbuki bu sitede gayet “dürüstçe” çıkmayan tahminlerimiz de yer alıyor. Kendisi kitabının adında “astroloji” kelimesi geçirmesine rağmen neden sadece “burçları” ele almış olabilir? Bizler binlerce yıldır astrolojinin burçlardan oluşmadığını söylediğimiz için bir açık olarak görmüş ve oradan yürümüş olmalı.

 

Görmediğine, haberi olmadığına inanmak güç, zira şu anda astroloji siteleri arasında hit oranı en yüksek siteden bahsediyoruz ve Facebook hayran sayısı 133.000 olan ve 2014-2015 aralığında astroloji dalında bir üniversiteye öğretim görevlisi olmuş bir kurumdan bahsediyoruz. Ve kendisinin de yazarı olduğu siteden, Arsel Acar direkt bize ulaşmıştı ve o ara karşılıklı yazılar her iki taraftan da çok fazla okunmuştu (bizim o ilgili yazımız 200.000 civarı okumaya ulaştı, bu rakam bir yazı için hayli büyük kabul ediliyor).

 

Bir başka bu maddeye uyan konuyu da astroloji araştırmaları konusunda yapmış Tevfik Uyar. Bugün bir çok literatüre geçen ve hakkındaki tartışmalar halen süren astroloji istatistikleri vardır. Taramalarımızda Tevfik Uyar’ın bu araştırmaları tek bir kaynaktan aldığı, yalnız yanlı olarak astrolojiyi doğrulayan değil, sadece yanlışlayan araştırmaları kitabına koyduğu görülüyor. Bu da kitabının bilim dışı olduğuna bir başka kanıttır. Örneğin önemli bir isim olduğu için bilim dünyasının çok iyi bildiği Gauquelin’in astrolojiyi doğrulayan deneyinden bu kitapta eser yok çok basitçe.

 

Bilim taraflı değildir. Biliminsanı da taraflı değildir.

 

 

Safsatalar

Tevfik Uyar’ın kitabı safsatalarla dolu. Bunlardan en çok kullanılanı “bir bilen safsatası” olarak bilinen safsata. Biz astrologlar, astrolojiyi bilim olarak kabul eden her hangi bir bilim insanından bahsettiğimizde, bir bilen safsatasına düşmekle suçlanırız. Halbuki bir bilen safsatasını en çok kullanan astroloji karşıtları. Zaten her şeye karşı olan Adorno’nun bile astroloji hakkında söylediği sözleri örnek gösterebiliyorlar. Siz Kepler’i veya astrofizikçi Percy Seymour’u filan hayır: Örnek gösteremezsiniz çünkü bir bilen safsatası olur. Bu çifte standart bilimin hangi kriterinde? Adorno’yu Percy Seymour’dan üstün kılan şey ne? Sadece birileri öyle istedi.

 

Hayır: Nasıl pire için yorgan yakılmazsa bir kaç kişi yüzünden de bilimden soğunmaz. Bu noktada dürüstüm, kapalı grubumuzda Tevfik Uyar’ın ropörtajını Bilim ve Ütopya dergisinde görüp de bir daha o dergiyi almayacağını söyleyen öğrencime de aynısını söyledim: Bilim tüm bunlardan daha büyük bir şey; üç-beş kişinin manüplasyonu yüzünden bilimden soğunmaz.

 

Diğer sık kullanılan safsata ise argumentum ad hominem (Adam karalama safsatası. “Saldırı Safsataları”ndandır. Bir başlık altındaki  tartışmalarda, yapan kişi tartışma konusu edilerek iddialara karşı çıkmak suretiyle yapılır). Astroloji karşıtlarıyla şimdiye kadar yaptığım tüm söylemler (Arsel Acar ve Ethem Derman hariç, Osman Demircan’da bolca) argumentum ad hominem safsatasından öteye geçmedi. Sanırsınız ki karşınızda Saturn V’in tasarımcısı filan var, siz de anaokulu terksiniz.

 

Aşağıda da bu yazı için attığı bir tweet’te böyle bir örneği görebilirsiniz, zira kitabını inceleyen ilk astrolog değilim, kastetmeye çabaladığı şey de belli:

 

 

 

Bir başka ad hominem örneğin, karşısındaki insanın bilimsel kitap okuyup okumadığından habersiz ve egosal bir çıkışla, bilimsel alıntılama zahmeti bile gösterilmemiş kitabının bilimsel olduğunu iddia ediyor, dediğim gibi öyle bir ad hominem safsatasına düşüyorlar ki; sanırsınız onlar Saturn V tasarımcısı, siz de anaokulu terksiniz vs:

 

 

 

 

Ek: Astrolog algısının ne olduğu görülüyor, bu yüzden ad hominem’e çok sık düşüyor, bir dönemde tavsiye ettiğim kitapların “bir kısmının” listesini şuraya örnek olsun diye koyuyor ve okuduğum makale sayısından hiç bahsetmiyorum, ayrıca “okumayı” kendisine tavsiye ediyorum:

 

 

https://www.facebook.com/devrimdolen/posts/956717821022588

 

Yani bilimsel kitap gördüğümde anlayabiliyorum, bilimsel olmayanı gördüğümde de anlayabiliyorum. Şu ana kadar Tübitak’tan çıkmış olup da okumadığım bir kaç kitap vardır sadece. Kendisinin kitabı bilimsel değil. Ne bilimsel alıntılama yöntemi kullanılmış ne de cevabı halihazırda varolan argümanlarını düzeltmemiş, kitabın içi, aşağıda da görmeye devam edeceğiniz safsatalarla dolu. Açık ve net.

 

 

Yazdığı (?) Kitapta Hiç bir Temeli Olmayan İddialar’dan veya Yanlış Verilmiş Bilgilerden Bazıları:

1.) Astrologların bilimadamlarına “tü kaka” demeleri (S.153. Tevfik Uyar bilimi yalnızca kendisinin sevdiğini düşünüyor, algısı medya falcısından öteye uzanamıyor, uzansa da görmemek hoşuna gidiyor.)

 

 

2.) Poincare önermesini çözen Rus matematikçi Gregory Perelman’ın bir milyon dolarlık ödülü reddettiği. (s.149. Tevfik Uyar eğer takip etseydi Perelman’ın bu ödülü hemen sonra kabul ettiğini farkedebilirdi)

 

 

3.) Zaman İkizleri deneyinde aynı zaman diliminde doğan 2000 bebek üzerinde çalışma yapıldığını söylüyor Tevfik Uyar. (s.146. Ne yazık ki çalışma aynı zaman diliminde yapılmamıştır. Bebeklerin yükselen burçları bile aynıdır denmemiştir, kaynak olarak verdiği linke bakıldığında 1958 yılının Mart başlarında doğan 2000’den fazla bebek denmektedir. Yani bebekler zaman ikizi değillerdir. Gerçek bir zaman ikizi yazısı için: Bkz: https://astrolojiakademisi.com/wp/astrolojinin-kaniti-kozmik-ikizler/ )

 

4.) Tevfik Uyar’ın Tetrabiblos’dan yaptığını söylediği sayfa 138’deki çeviriyi kontrol edemiyoruz çünkü kaynaklarda genel olarak sorun var, aynı sayfalarda gösterilmiyor ve hiç bir bilimsel alıntılama şekli kullanılmıyor, arka sayfaya atılmış durumdalar.

 

 

5.) Fizikçi John D.McGervey’nin astrolojik istatistik sonucunu “bir burcun bir başka burca anlamlı üstünlüğü olmadığını ortaya koydu” diyor. (s.13,135. Halbuki bu istatistikte Başak burcunun öne çıktığını söylüyor?)

 

 

6.) Astrolojik kaynaklarda Carlson deneyi hala çokca eleştirilir ama her nedense bu eleştirilere cevap niteliğindeki McGrew ve McFall Deneyi’ne pek değinilmez. (s.131 Tevfik Uyar astrolojik kaynaklara çok hakimmiş havasını yaratan bu cümleyi kuruyor ama en çok ziyaret edilen astroloji sitelerinden astrologer.com/tests/mcgrew.htm linkini kaçırmış nedense. Gene bir araştırma eksikliği veya kronik hale gelmiş görememe durumu)

 

 

7.) Astrologlar hatalı korelasyon kurmaya yatkındırlar. (s.118 Tamamen hatalı bir varsayımdan ve bilgisizlikten ibaret bir cümle. Sadece bizim sitede bir çok istatistiksel örnek var, eğer araştırma zahmetine girilirse başka örnekler de var elbette. Ama zahmet olur tabi.)

 

8.) Aynı sayfada astrologların hatalı korelasyonlar kurmasını, “gereksiz genelleştirme safsatası”na bağlıyor Tevfik Uyar. (Safsata klavuzunu okumasını tavsiye etmekten başka çare yok.)

 

21 Kasım 2022 Eklemesi: Kendisi 2019 yılında safsatalar hakkında Safsata Klavuzunda geçen safsataları anlattığı bir kitap yazdı. Okuduğu için tebrikler 🙂

 

9.) Astrolojinin kendine hep 17. yüzyıl öncesinden dayanak bulmasının başlıca nedeni, Kepler ve ardıllarının bulgularının karanlık Ortaçağ’ı sona erdirmesi ve insan aklının parladığı yeni bir dönemin başlamasıdır. (s.114. Tevfik Uyar’ın bahsini ettiği Kepler ve ardıllarının tümü de astrologdurlar. Günümüzdeki dayanakların bir kaçından “Tevfik Uyar’ın Bilim Otoritesi Gibi Lanse Edilmesi” maddesinde de bahsetmiştim, gene çürük ve yanlış bir bilgi.)

 

10.) “Siz geçiminizi bu yolla sağlıyorsunuz, bense gönüllü olarak ve hiç bir maddi kazancı olmadan gerçeği anlamaya ve anlatmaya çalışan biriyim: Bizim anlaşabilmemiz zaten mümkün değil…” (s.107. Birisi Tevfik Uyar’a bazı astrologların 10-15 yıl neden hiç bir maddi kazanç sağlamadan astrolojiyi araştırdıklarını ve uyguladıklarını sormalı. Bunlardan birisi de benim. Üstelik ben Tevfik Uyar gibi bir tazminat davasından, maddi bir kazanç da sağlamadan 15 yıl boyunca “hiç bir şey kazanmadan” astroloji çalıştım. Peki benim şu anda mühendislikten gelir elde etmiyor olmam beni mühendislik konusunda Tevfik Uyar’dan ve mühendis astrolog dostumuz Hakan E.Kayıoğlu’ndan daha yetkin yapar mı? Tevfik Uyar’ın kaç safsataya düştüğünü sayamıyorum artık. Kaldı ki insanlar bir olguya karşıt olurken veya bir olguyu kullanırken (astrolojinin içindeki şarlatanlar örneğin) temel motivasyonları sadece para kazanmak olmayabilir, bunun şöhret hırsı var, kişilik kanıtlaması var vs.

 

Edit: Tevfik Uyar’dan bu maddeye cevap geldi. Yukarıdaki cümleyi anlamamış veya manüple ediyor, çünkü şöyle diyor:

 

 

Daha açık olsun diye not (zira Tevfik Uyar okuduğunu anlamamış görünüyor): özgeçmişimde (altta) tarihler var ama atlanmış: 1992-2010 yılları arasında astrolojiden beş kuruş kazanmadım, tam aksine dünya dolusu para, zaman ve emek harcadım, 2010 yılından bu yana meslek haline getirdiğim halde de, hala da çeviri ve kaynaklara harcamaya devam ediyorum. İstanbul Aydın Üniversitesi’ne “kurs satarken” (?) bile alacağım maaşı hiç konuşmadım, onlar da aynı şekilde, maaş günüm geldiğinde öğrendim ne alacağımı. Ticari bir şirket için birden bire maaşlı bir eğitimci olmak pek kazançlı olmasa gerek sanki? Neden insanların hemen aklına para geliyor, Üniversiteler ve insanlar idealist olamaz mı? Şunu da belirtmeden geçmeyeyim: Bir işten para kazanılması nazarımda kötü bir şey değil, insanın sevdiği işi yapması sadece. Başından beri kazansalar bile meslektaşlarımın bir çoğunun bu işe aşık olduklarını birebir biliyorum.

 

21 Kasım 2022 Eklemesi: Tevfik Uyar bugünlerde, kişi başı 200 TL’ye, 2 saatlik Astroloji Karşıtı laflar satıyor. 

Tevfik Uyar tarzı manüplasyon yapmak isteseydim şöyle yazardım: “Gelir elde etmediğini söylerken 200 TL’ye online astroloji karşıtlığı sattığından bahsetmemiş.”

Ama yapmayacağım 🙂 Kendisi aynı benim gibi, bu işten son yıllarda para kazanmaya başlamış 🙂 Bir şey eklemek gerekirse: Ben bu işten, astroloji ile tanıştığım 18 yıl sonra, kendisi ise 7 yıl sonra para kazanmaya başlamış. Tabi bu yazının da yayınlandığı 2015’teki kitap gelirini yok sayıyoruz 🙂

 

11.) Pluto gibi daha pek çok cüce gezegen var: Ceres, Haumea, Makemake […] Şu durumda en azından Eris ve Ceres’in de astrolojik yorumlara dahil edilmesi gerekmez mi? (s.102 Tevfik Uyar ilginçtir bir google araması yapmaya zahmet etmemiş, gene bilmediği bir konuda bilgi vermeye çalışıyor, onu bu zahmetten kurtaralım, iyi ki google var, yoksa kitap öner vs. hiç gelemiyor kendisi: https://www.google.com.tr/webhp?sourceid=chrome-instant&ion=1&espv=2&ie=UTF-8#q=asteroid%20in%20astrology

 

 

Kitabının 146. sayfasında soruyor Tevfik Uyar: “Bilim bağnaz mıdır?” Cevap veriyoruz: “Hayır bilim asla bağnaz değildir, ancak sadece bazı insanlar bağnaz olabilir, kraldan daha kralcı davranabilir, onlara da bilim insanı denmiyor zaten.”

 

 

Başbakan Erdoğan’a ‘Fransa’ya uçak satmadan ölmeyeceğini’ söyleyen Tevfik Uyar’a bu konuda başarılar diliyor ve bilim insanlarının kendi konularında çok derin araştırma yapmaya vakit ayırdıklarını hatırlatmak istiyorum.

[Ekleme: Burada Tevfik Uyar’a kişisel sataşma yaptığım düşünülmüş (“mühendis hem de yüksek” lakaplı biri tarafından). Bunun kararını okuyucuya bırakıyorum]

 

Yazıyı daha sonra genişletebilirim.

 

Devrim Dölen

4 Ekim 2015, İzmir

 

2015’te Yazı altına gelen yorumlardan screenshotlar:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Devrim Dölen

3 Mart 1977 İstanbul doğumludur. Amerika’da ve Türkiye’de faliyet gösteren çeşitli astroloji ve istatistik gruplarıyla birlikte, profesyonelliğe adım atmadan 24 yılını astroloji araştırmalarına verdi. 1999 yılından itibaren bunların bazılarını hakemli dergilerde (Bilim Tarihi), bazılarını da internet aracılığıyla paylaştı. İstanbul Aydın Üniversitesi bünyesinde Türkiye’de ilk defa YÖK onaylı astroloji eğitmenliği yapmıştır. 2001 yılında ücretsiz astroloji kursu veren Türkiye’deki ilk Türkçe topluluklardan Astroloji ve Astro-Gunluk gruplarının da moderatörlerindendi. 2011 yılında ise Zodyak Astroloji Yayınevini ve bugün bir çok astrolog yetiştirmiş olan Astroloji Akademisi’ni, 2015 yılında ise astrolojimarket.com sitesini kurmuştur ve aynı yıl Astroloji Derneği'nin kurulmasına öncülük etmiştir. 2016 yılında ise Zodyak Astroloji Dergisi'ni çıkartmaya başlamıştır. Integritas tekniğinin yaratıcısıdır. Karate'de siyah kemer sahibidir. Astrolojik tablolar, tasarımlar ve diorama yapmayı, doğayı, ekoköyleri, dalmayı, aramayı, yanılmayı ve tekrar aramayı yaşam tarzı haline getirmiştir… Şimdiye kadar çıkmış olan yayınları: Astroloji Eğitimi 2 Astroloji Eğitimi 1 Arap Noktaları & Astrolojide Gösterge Denklemleri 2022 Gökyüzü Takvimi 2021 Gökyüzü Takvimi 2020 Gökyüzü Takvimi 2019 Gökyüzü Takvimi 2018 Gökyüzü Takvimi Zodyak Astroloji Dergisi Uranian Astroloji & Kozmobiyoloji Asteroid Sözlüğü (Program) Bitkiler: Astroloji & Mitoloji Temel Seviye 1: Gezegenler & Elementler Temel Seviye 2: Burçlar Temel Seviye 3: Evler Temel Seviye 4: Açılar 2015 Gökyüzü Takvimi

Bir cevap yazın

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.
3 Yılı Kapsayan Gökyüzü Takvimi Çıktı!İncelemek ve Satın Almak İçin Tıklayın